Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Gecenin kör karanlığında ıssız sokaklar kan gölüne dönüyor ~
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Jasper Rufus McLagger

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jasper Rufus McLagger
Bakan & Kurtadam
Jasper Rufus McLagger


Mesaj Sayısı : 46
Nerden : -
Kayıt tarihi : 10/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

Jasper Rufus McLagger Empty
MesajKonu: Jasper Rufus McLagger   Jasper Rufus McLagger EmptyPaz Mayıs 10, 2009 3:01 pm

Skargonak bir kayanın üzerine oturmuş, yıldızlara bakıyordu. Sakin ve sessiz bir geceydi. Kayanın soğukluğu Skargonak'ın bedenine yayılmış, onu hafifçe titretiyordu kalın derisine rağmen. Gözlerinde yıldızların yansıması görülebiliyordu. Kayanın altında yanan ateş ve çevresindeki şekiller hareketsizdi. Skargonak'ın onlara aldırdığı yoktu elbette ama yine de tedirgin olmadan duramıyordu. Efendisi onu görse iyice bir pataklar, sonra da işe koşardı. Ama Skargonak gecenin çekiciliğine dayanamamıştı. Ne kadar güçlü olsa da, zayıftı. Manevi açıdan kendini hiç bu kadar zayıf hissetmemişti Skargonak. Derisi yokmuş gibi hissediyordu. Her söz ona batıyor ve canını acıtıyordu sanki. Farklıydı. Ve bu nedense hiç hoşuna gitmiyordu.

Skargonak bir orktu. Yeşil derisi, üzerine yapışmış pisliğin altından zar zor seçilebiliyordu. Her yönüyle farklı değildi diğer orklardan. Fiziksel olarak aynı görünüyor, ama ruhsal olarak çok farklı hissediliyordu. Eni geniş, kalın kılıçlar kullanan kaslı orklardan biriydi. 98 yaşındaydı ve yüzünde bir yaşlılık belirtisi bile yoktu. Yıllar onu yıpratamamıştı. Çok savaşlar görmüş, çok ırklar tanımıştı. Efsanevi entleri bile görmüştü. Oradan canlı çıkan tek tük kişilerden biriydi. Ve evet, Tek Yüzük'ü bile görmüştü diğer orkların aksine! Ama bulunduğu bölükte bunu bilen yoktu. Onu zavallı savaşçı bir ork zannediyorlardı. Skargonak'ın da işine geliyordu tabii bu. Hiçbir zaman iktidarda olmayı istememişti.

Skargonak ofladı ve kayaya boylu boyunca uzanıp yıldızları izlemeye devam etti. Orkların çoğunun güzellikten anlamadığını düşünüyordu. Orta-Dünya'da yaşanan yıkımdan kurtulan çok az orktan biriydi. Daha sonra diğerleri üremeye devam etmişler ve ırklarının eski gücünün bir kısmını yeniden kazanmışlardı. Yağmacılık yaparak sürdürüyordu bu grupların çoğu hayatlarını. Skargonak da bu gruplardan birinin arasındaydı. Bir insan hanını yağmalamaya gidiyorlardı. Sadece macera aradığı için bu gruba katılmıştı. Belki başka sebepleri de vardı ama bunu kendisi de bilmiyordu.

O sırada aşağıdan yükselen bir ses Skargonak'ın yüzünü buruşturmasına sebep oldu. '' Hey! Skargonak köpeği! Orada ne yaptığını sanıyorsun? Çabuk aşağı in salak ork! '' Skargonak doğruldu ve aşağıya baktı. Grubu yöneten kişinin sert bakışlarıyla karşılaşınca sinirlenmekten kendini alamadı. Bu bücür ork kim oluyordu da kendisine emir veriyordu?! Yıllarca savaşmış, saygın bir orka nasıl böyle bir saygısızlık yapılabilirdi? Skargonak ağzını açtı ve bir küfür savuracakken ne yaptığının farkına vararak bundan vazgeçti ve ağzını kapattı. İtaatkâr bir biçimde kayadan aşağıya atlarken şef ork hiddetle karışık bir merakla ona bakıyordu. Skargonak bir sonraki sözlerin ne olacağını bildiğinden cevabını düşünmeye başladı hemen. Ayaklarını toprağa sıkıca bastı ve şefinin kanlı gözlerine baktı.

'' Ne yapıyordun orada pislik köpek? Lanet olasıca hayatın için konuş!'' Skargonak dudak bükmek, dalga geçmek ya da gülümsememek için kendini zor tuttu. Karşısındaki ork onun yanında bir hiçti. Yine de Skargonak istifini hiç bozmadan sert bir sesle konuştu. Sesine sahte bir korku da yerleştirmiş, iyice inandırıcı bir havaya bürünmüştü. '' Özürdilerim Şef! İçimde uyanan kuşkunun pençesine düştüm ve etrafı gözetlemek için yukarı çıktım.'' Şef ork bir süre şüpheli şüpheli Skargonak'ın gözlerine baktı. Neyse ki ikna olmuş görünüyordu. Boğazından bir hırıltı yükseldi. Ardından tekrar konuştu. '' Pekâlâ, Skargonak. Sana güveniyorum. Ama bir daha benden habersiz bir iş çevirirsen hayalarını kopartıp kafana dikerim. Anladın mı?''Skargonak yine gülümsememek için kendini zor tutarken başını salladı ve anladığını belirtti. Şef yeniden yatarken O da yatağına doğru gitti ve uzanıp tek gözü açık bir şekilde uykuya daldı.
------------------------------------------------------------------------------------
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte lanetli ork gurubu kalktı. Şef herkese hazırlanmalarına dair emir verdi. Şefin amacı, bulundukları gün içersinde hana varmaktı ve bu amacı doğrultusunda çalışmalarını son hızla devam ettiriyordu. Skargonak ve diğerleri toparlanırken şef düşünceli bir biçimde gidecekleri yolu tarıyordu bakışlarıyla. Güneşin altında yolculuk etmek orklar için çok zordu elbette ama olduğunca gölgelerden gitmeye çalışacaklardı. Gidecekleri yol boyunca ağaçlar vardı ve gölgeden ilerlemeleri çok zor olmayacak gibiydi. En azından şef böyle düşünüyordu. Diğerlerinin bazı şüpheleri vardı ama bunu dile getirmeye korkuyorlardı.

Skargonak çantasının kayışını kolundan geçirirken diğer orkları inceledi. Hepsi hazırdı. Şefin emri gelene kadar yerlerinden kımıldamayacaklardı elbette ama şef düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Skargonak sessizce durmaya devam etti. Güneş yavaş yavaş alana vurmaya başlıyor, orklar rahatsız oluyorlardı. Beklemekten sıkılmışlar, tadacakları kanın hayaliyle yanıp tutuşuyorlardı. Şef hâlâ düşünceli bir biçimde yolun önünde durmuş ve silahının sapını okşuyordu. Skargonak sabırsızca ayağını yere vurmaya başladı. Yaklaşık on dakika kadar sonra şef arkasını döndü ve kafasıyla yolu işaret edip yola girdi. Diğer orklar onun arkasından ilerlemeye başladılar elbette. Skargonak bilerek en arkada kalmıştı. Grubu ne kadar sevmese de arkadan gelecek bir tehdide karşı açık olmalarını istemiyordu. Pekâlâ o bu işi halledebilirdi. Şefin en az sayıdan adam feda etmekten anladığı şey hiç korumasız ilerlemekti herhâlde.

Bir süre sonra ağaçlar uzadı ve gölgeleri her yeri kaplamaya başladı. Orklar biraz daha rahatlamışlardı. Grup hızını yavaş yavaş arttırırken sessizlik her yeri sarmıştı. Kimsenin de bu sessizliği bozmak istediği yoktu. Hızlı bir biçimde hana doğru yaklaşıyorlardı. Hana yaklaştıkça orkların içinde büyüyen heyecan hissedilebilir hâle geldi. Ormanda hiçbir tehditle karşılaşmamışlar, hızlarını kesmelerini gerektirecek bir durumla karşı karşıya kalmamışlardı. Skargonak hâlâ grubun arkasındaydı. Han yavaş yavaş gözleri önünde büyüyordu. Heyecan hat safhada artmıştı. Orklar artık koşmaya başlamışlardı. Hiçbiri saklanmayı düşünmemişti. Açıklığa çıkıp hana yaklaşırlarken Skargonak durdu ve etrafına bakındı.

Güneş hana vuruyor, hanın pencerelerinden gözlere yansıyordu. Saman ve kiremit karışımı bir çatısı vardı. Duvarların rengi sarıydı ve han ıssız görünüyordu. Etrafta ne bir at arabası vardı. Han ıssız görünüyordu. Ağaçların yaprakları arasından geçip giden rüzgârın uğultusu kulakları dolduruyor, ferahlık hissi veriyordu. Skargonak biraz şüphelenmişti ama içeri giren orkların uğultusunun ve bağırışlarının kesilmediğini farkedince omuz silkti ve O da koşarak içeri girdi hızla. İçerisi hemen dağılmıştı. Sandalyeler, masalar ve daha birçok nesne yerlere dağılmıştı. Orklar bağırışıyor ve içecekleri, yiyecekleri yağmalıyorlardı. Bir tanesi para bulmuştu. Şimdilik kimse görünmüyordu. Şef memnun bir ifadeyle olan biteni izliyor, çarpık ağzıyla gülümsüyordu.

Tezgâhın arkasından çıkan bir ork gördü Skargonak. Omuzlarında genç bir insan kız taşıyordu. Gözlerine garip bir parlaklık yerleşmişti orkun. Kız çırpınıyor, çığlık atıyor ve kurtulmaya çalışıyordu ama ork hiç etkilenmiyor, onu yukarı götürmek için merdivenlere yöneliyordu. Skargonak içinden yükselen hiddetin büyüklüğü karşısında şaşkına döndü ama bu onu durdurmamıştı. Son hızla orka yöneldi ve onu yakasından tutup duvara yapıştırdı. Diğer orkların ve şefin bakışlarını ensesinde hissetti. Karşısındaki ork yalvaran ve şaşkın bir biçimde ona bakıyordu. Skargonak aklına gelen ilk şeyi söyledi. '' O BENİM! '' Ork korkuyla başını salladı. Kızı ona verdi ve oradan heen uzaklaştı. Diğerleri işlerine dönmüşlerdi yine. Skargonak şefe döndü omuzunda kızla. Kız hâlâ çırpınıyordu. Şef onaylayan bir biçimde bakınca Skargonak son hızla yukarı katlara yöneldi. Bir odaya girdi ve arkasından kapıyı sertçe kapattı. Kız bağırmaya devam ediyordu şiddetle. Skargonak üzgün bir biçimde kızı kibarca yere bıraktı ve kızın odanın diğer köşesine koşmasını ve yere büzülmesini seyretti. Ortak Dil'i biliyordu. Kızı rahatlatmak için biraz uzağa gitti.

'' Buradan ayrılma. Buraya girmeye cesaret edemezler. Kız şaşkın görünüyordu. Neler olduğunu anlamamış gibiydi.

'' Merak etme. Sana bir şey yapmayacağım.
___________________________________________________________________

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucian Aberforth McLagger
•Kurtadam Lideri & Mark'n Silah Dükkanı Sahibi•
Lucian Aberforth McLagger


Mesaj Sayısı : 116
Kayıt tarihi : 09/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

Jasper Rufus McLagger Empty
MesajKonu: Geri: Jasper Rufus McLagger   Jasper Rufus McLagger EmptyPaz Mayıs 10, 2009 3:02 pm

[+++++]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Jasper Rufus McLagger
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Yürüyenler :: • Duyurular • :: Rol Oyunu :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: