Mielikki kitaba göz gezdirmeye devam ederken sıkıldı. Gerçekten çok karışıktı ve yazıları çözmek başlı başına bir eziyetti. Kitabı toz çıkaracak biçimde hızlıca kapattıktan sonra masadan kalktı ve kitabı aldığı yere koydu. Diğer kitaplara kısa bir süre göz gezdirdikten sonra kendine uygun, güzel bir kitap bulamadı. Ayrıca kütüphane ıssızdı. Sanki hiç kimse yok gibiydi ama Mielikki orada birinin olduğunu biliyordu. Israr etmekten vazgeçti ve arkasını dönüp kapıya doğru ilerlemeye başladı. Güneşin yakıcı sıcaklığının altına çıkarken vampir duyuları çığlık atıyordu. Vampirler güneş ışığından hoşlanmazlardı ama Mielikki can güvenliği için buna alışması gerektiğine kanaat getirmişti. Güneşin altında kendini hiçbir yerde olmadığı kadar rahat hissediyordu. Onu taciz edecek, ona bulaşacak kurtadamlar yoktu. Zayıf insanlar ona bulşamaya cesaret edemiyordu. Savaşçılar ortalarda görünmüyordu. Avcılar ise son derece sessiz, oturdukları yerde oturuyorlardı.
Mielikki arkasından kapıyı kapatıp kütüphaneden uzaklaşırken adımlarından çıkan gürültü uzun sokakta yankı yapıyordu.
* Sborgian, bana katılmamana üzüldüm. Sen katılırsın diye yazmıştım. =(