Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Gecenin kör karanlığında ıssız sokaklar kan gölüne dönüyor ~
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 * Nouhmente

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Nouhmente Brequnland
Kurtadam
Nouhmente Brequnland


Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 16/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

* Nouhmente Empty
MesajKonu: * Nouhmente   * Nouhmente EmptyPtsi Mayıs 18, 2009 6:16 pm

+ Seviyem 4 artıydı. 5 artıya çıkarmak istiyorum.

Gece tüm soğukluğunu üzerine giymiş , müttefiği olan rüzgarla üstüme üstüme geliyordu. Yaşlı bedenim artık soğuktan bile etkilenir hale geldiğinden üstüme kapkara bir cübbe atı verdim. Bu en azından Dolunay'ın Güneş'ten alıp ta bize yansıttığı ışınları üzerime daha çok çekmeme neden oluyordu. Ağır ve sert adımlarla metrodan indim. * İtalya ... diye fısıldamadan edemedim. Şimdi ki vampir lideri Volturi'nin babasıyla İtalya'nın her karışında döğüşmüştüm. Zihnimi anılardan arındırdıktan sonra her metropolden farklı olan gri taşlarla süslenmiş metropol göze hitap ediyordu. Ağır adımlarım , sert taşları titretirken vampirlerin zevkine hayran kalmamak elde değildi. Gerçekten iyi bir düzenek kurmuşlardı. Acaba o küçük beyinlerinin içinde az da olsa akıl olduğunu anlamışlar mıydı ? * Herneyse diyerek zihnimi bu sefer tamamen arındırıp metropol merdivenlerinden çıktım. Sol iç cebimden sigara çıkarırken cüppemin eteklerinin savrulması hoşuma gitmişti. Her nedense bu bende bu yaşta olmama rağmen bir karizma duygusu yaratıyordu. Yüzüme yerleştirmek istemediğim gülücük zorla yerini alırken sigaramın ucunu alevlendirdim. 2- 3 seferlik sık seansların ardından ciğerlerim bayram etmişti. * Duman altı olmak deyimi tam da onlar içindi.

Sigaramın dumanını ciğerimin en derinlerine çekmeye devam ettiğim sırada Don Juan'ın boş görüntüsüyle karşılaştım. Sokakta hiç kimse yoktu ve burnuma gelen vampir kokusu hayra alamet değildi. Meydanın bir kalkıp bir inen duvar silüetlerine dikkatlice bakarken gözüme bir şey çarptı. Bir insanı boynundan tutmuş başka bir insan. Artık onu kurtarma gibi bir şansım kalmamıştı ama onu yapanı öldürmek harika olurdu. O binanın bir kilise olduğumu gördüğümde sinirim iyice tepeme çıktı. Az daha kurtadam formuma dönüyordum , kendimi sakinleştirdikten sonra cansız bedenin kiliseden aşağıya düşüşünü izledim. Kafamı sağa sola doğru çevirirken yaşlı bedenimin bir gencinkinden daha ateşli olduğunu hissettim ve bir hamlede kilisenin çatısına cisimlendim. Adam beni gördüğünde hem şaşırmıştı hem de korkmuştu. Parmağıyla beni işaret ederken sesinde korkmamaya çalışan bir ton vardı. * Sen de kimsin ? Buz mavisi gözlerim geceyi aydınlatırken ağzımdan ölümcül tonda bir hece fırlayıverdi. * Ecel ! Kılıcım bir anda kilise camında parlayıverdi. Hızlı bir hamleyle vampirin arkasına cisimlendim. Genç ve yakışıklı vampir daha ne olduğunu anlamamıştı. Etrafına korka korka bakarken kılıcım 90 derecelik bir dönüş yaptı ve vampirin kafası yere düştü. Kılıcımı tekrar yerine koyarken vampirin yüzüne son bir kez baktım. İnce kaşlı , boynuna kadar gelen siyah saçlı ve kara gözlü bir gençti. Fakat avlanmak için yanlış zamanı seçmişti.


* Ava giden avlanır dediğimde çoktan aşağıya cisimlenmiştim. Ağır ve sert adımlarım boş sokakta yankılanırken bir iki kere öksürüverdim. Öksürme anımda vampiri öldürmeye gitmeden önce yarısında attığım sigarayı gördüm. Yavaş bir hamleyle onu yerden aldıktan sonra ucunu temizleyip tekrar ağzımla birleştirdim. Ciğerlerim isyan bayrağını çekip boğazımı düğümlerlerken etrafımda silüetler belirmeye başladığını gördüm. Görünüşe göre fazla koku yaymıştım. Eh , ölüme bu kadar yaklaşmışken kaçmak bize yakışmazdı. O yüzden hepsiyle dalga geçerçesine elimi kaldırıp selam verdim. Ancak hiç biri selam vermedi , neredeyse 10 - 17 kişi sıra halinde toplanmış beni kesiyorlardı. Hepsinin gözünde tek bir şey vardı , oda şeytanımsı bir kırmızılık ... Buz mavisi gözlerim kırmızı gözlerle kesişirken etrafımda bir daire oluşturmaya başlamışlardı. Yüzümdeki sinsi gülümseme gittikçe artarken her birinin içinde bir zerrede olsa korku olduğuna adım gibi emindim. Burnumun her hücresi vampirlerin o pis kokularıyla doluşurken burnumun en ucundaki noktaya az da olsa dost kokusu , yani kurtadam kokusu geliyordu. Yüzümdeki gülümseme gittikçe artarken üstüme ilk gelen hayatının hatasını yapmıştı. Dolunay'ın parlattığı kılıcım havada bir kalkıp bir inerken vampirin kafası kopmuştu. Aslında kafasına pekte ihtiyacı yok gibiydi. Böyle bir çirkin surat taşımaktansa ölmeyi yeğlerdim. Savaş ortasında aklıma son gelecek düşünceyi aklımdan silerken bir anda cisimlenip o yuvarlaktan kurtuldum. Üstüme gelen 2 vampire karşı Altıpatlar'ı mı çıkardım ve ikisinide yere serdim. Tam bu sırada burnuma gelen kurtadam kokusu daha da keskinleşti ve bir silüetin havada zıplayıp vampirleri halletmeye başladığını gördüm.

5 Dakika Sonra
Derin bir nefes alma vakti gelmiş gibiydi. 14 tane vampiri yere sermiştik sonuçta. Evet te beraber serdiğim kişide kimdi ? Sol kaşımın kalkmasıyla adamın bana cevap vermesi bir oldu. * Çok iyisin yaşlı adam , gerçekten çok iyisin. Ben Albus Rafael Andrémiw. Belki duymuşsundur adımı. Vampir öldüren ezeli kurt. İçimden bu nasıl bir lakaptır demeden edemedim. Bu gençlerin iyice azıttığı düşüncesi adamın yüzündeki 1 ton boyadan iyice belli oluyordu. Ona aldırmayarak yaşlı kafamı 1 - 2 kere kütlettikten sonra silahlarımı kontrol ettim. Cüppemin içini açtığımda 6 tane altıpatların hepsi oradaydı. Buz mavisi tutacaklı , bembeyaz kılıcım da oradaydı. Hiç bir mimik vermeden cüppemi kapattıktan sonra gence döndüm. Onun yüzündeki boyaları görünce ona bakma işlemini bir sigara yakmadan yapamayacağımı anladım.


Sol iç cebimden bir sigara çıkarttıktan sonra onu ağzıma dayadım. Cebimden çıkardığım kırmızı çakmakla ucunu alevlendirdikten sonra ciğerlerim eski dostu görmenin sevinciyle öksürmeye başladılar. Sigaramla 2 - 3 saniyelik sık seansların ardından gence dönebileceğimi fark edip ağır ağır konuştum. Sesimdeki peslik 1000 yılın göstergesi gibiydi. * Öncelikle teşekkür ederim evlat. Her ne kadar yardım ihtiyacım olmasada ... Ayrıca ismini de yeni duyuyorum. Benim ismim ise Nouhmente Brequnland. Tanıştığıma memnun oldum. Sigaramdan bir iki fırt daha aldıktan sonra boş bir bank aradım. Kilisenin altında bir tane görünce telekinezi yeteneğimi kullanıp onu buraya getirdim. Kendimi ağır ağır onun üstüne bırakırken çocuğun yüzüne dikkatle baktım. Bütün yüzünü beyaza boyamıştı , sonra da üstüne saçma sapan renkler katıp milleti korkutmayı amaçlıyordu. Ancak bunu yapamayacağını adım gibi bildiğimden emin olduğum için onu uyarmadan edemedim.

* Genç , kusura bakma ama yüzündekilerle bir vampiri korkutmayı amaçlıyorsan pekte ümitlenme daha çok bir palyançoya benziyorsun. Amacım kesinlikle eleştirmek değildi. Ne de olsa o bir kurttu ve kardeş sayılırdık. Azılı savaşta yanımızdaki her kurta ihtiyacımız olacaktı. Sigaramın yarısına geldiğini fark ettiğimde biten külünü yere atıp canlı zehiri içime çekmeye devam ettim. Neredeyse 900 yıldır bu zıkkımı içmeme rağmen ne zevk aldığım konusunda en küçük bir fikrim yoktu. Daha doğrusu düşünmek için zamanım olmamıştı. Derin düşüncelerle Don Juan meydanını kesiyordum. Geceden sadece renkli camı fark edilen bir kilisenin etrafındaki daire şeklindeki binalar. Aralarından insanların geçmesi için boşluklar ve binaların hemen yanında da metropol merdivenleri. Bu İtalyan vampirler de bir problem olduğunu şimdi anlamam 957 seneye bir katkı daha olmuştu. Onu da aklımın artık kalmamış boşluğuna yazdıktan sonra eski günlerin akıbetine daldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
* Nouhmente
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Yürüyenler :: • Duyurular • :: Rol Oyunu :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: