Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Gecenin kör karanlığında ıssız sokaklar kan gölüne dönüyor ~
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 |~Luxord~|

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Luxord Uriel Atherius
Kurtadam
Luxord Uriel Atherius


Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 09/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

|~Luxord~| Empty
MesajKonu: |~Luxord~|   |~Luxord~| EmptyPaz Mayıs 10, 2009 2:42 pm

Ay;Her zamanki gibi Anthonyle doğrudan ilişki
kuran cürretkar ışık küresi.Asil karanlığın Merhameti,Aziz berraklığın
Sûkuneti,Milyon yılların örselediği kayaları yalıyordu adeta.Ardından
parlak kurşunî saçakları kırılmaya uruyor ve Salt şeffaflıkla
gülümseyen suya çarpıyordu.Bu soğuk havada toy bir çocuğun oyuncağına
kavuşması kadar masum bir heyecanla Uzun saçlarının arasından süzülen
sicim gibi boncuk tanelerine aldırmaksızın koşuyordu.Hogsmeade'in
kilometrelerce doğusunda kalan bu balta girmemiş orman,kadim zamandan
kalma yaratıkları barındırıyormuş hissiyatı veriyordu Anthony'e.Buruşuk
suratlı adam sağlığının sınırlarını zorlayarak ecelin kapılarını çalana
dek koştu.Dişlerinin arasına
sızmış olan kanı temizlerken bir peçeteyi ağzına siper etti.Kısa süre sonra kendisi kadar
eski bir asa çıkardı yırtık cübbesinden ve "Pop" sesi duyuldu ormanda

Ormanı
bakış açısının içine alan ıssız kayalıkların üstündeki 2 katlı
vernikelenmiş tahdaan yapılmış evinin önünde durdu soluk soluğa.Bu
saçma merasim artık canını sıkmaya başlı-
yordu.Yavaşça açık olan
kapıyı ittirerek içeriye yönelmişti bile.Emektar şöminedeki ateş tüm
sıcaklığyla dört bir yanını sarmıştı evin.buz kesici soğuğu kıran
sıcaklık fazlasıyla rahatlatıcı gelmişti ona."TOK" sesi çıkaran
postalını ayaklarını kullanarak çalışma masasına yöneltti.Maundan
yapılmış sandayeyi yavaşça kendine doğru çektikten sonra üzerine oturdu
ve Yıllardır incitmeden kullandığı Kuş tüyünü kavradı büyük bir
istekle..

Tüm ihtişamıyla yukarıya yükselen ateş, Demyx'in
gözlerine yansıyor ve onu adeta initkam tanrısı yapıyordu. Oysaki
düşünceli bakışları her zamankinden biraz daha sevecendi. Yıllar önce
mutluluğu tattığı, mimiklerinden ve hasret dolu bakışlarından belli
oluyordu. Mutluluğu tatmak ve onu unutmak...Tam anlamıyla düşüncelerini
tasvir ediyordu bu devrik cümle... Görmüş geçirmiş silüetindeki asillik
gölgesinden belli ediyordu kendisini...

Yıllara yenik düşmüştü
oda.Hiç Ölmeyecek gibi yaşamıştı hayatı... Dolu dolu... her anına ayrı
bir özen göstererek,Gülümseyerek,Hergün hayatta kalmanın mutluluğuya
selamlamıştı Ölümü,En yakın aynı zamanda en uzak dostunu, Utangaç bir
çocuk gibi kızaran güneşiii,İlkbaharın yeni bitmiş çiçeklerini,Kızgın
Köpekleri,Hatta düşmanlarını bile selamlamıştı bazen.

Tütünü
özenle doldurulmuş kağıt rulosunu büyük bir şevkle almıştı ağzına...Tek
tutkusu bu kalmıştı. Belkide geçmişinin silinmeye yüz tutmuş son iziydi
Sigarası... Asasının ucuyla rulonun üst kısmını yaktıktan sonra Kuş
tüyünü eline almıştı. Beynindeki şeytanlar onu az önce terk etmişti.
Kuş tüyünü mürakkebe batırdıktan sonra,tekstir kağıdına
çaldı.Duygularını saf bir çocuğun kalbi kadar temiz,aptal bir insanın
beyni kadar boş olan kağıda şöyle yansıtıyordu:

"James,

"Duygularını
gizlemekte güçlük çeken toy bir çocuk gibisin evlat. Gençliğin verdiği
dinçlik ve ızdırapsız bir yirmebeş yılı geride bıraktın. Gezip
gördükçe,Kaderin Nezaretin oldukça,Saçlarına düşen yıldızlar
arttıkça,yüreğinin Tuzla buz olan ayna gibi paramparça olduğunu veya
kirlenip karardığını göreceksin.

Zaman,kuruyup yok olan
yapraklar gibi ufalanıp kaybolacak,suratındaki o tatlı tebessümün
anlamsızlaştığını göreceksin.Gözlerinin altı cehennem çukuru gibi
dipsiz ve karanlık görünecek insanlara. Doğayla kaderin sana oynadığı
bu oyunda kafanı kurcalayan şeytanlar yerine saf yüreğinin sesini
dinlersen hayata dünden biraz daha güzel bakacaksın.Ya da kuruyacak
bedenin.Kanın donacak ve tüylerin ürperecek.Geçmişine bir avuç
soytarılık,geleceğine ise sonsuz sûkunet olarak bakacaksın.

Gözlerin
görülmemesi gereken şeylere tanık olacak,zihnin bilinmemesi gereken
şeylerden haberdar olacak, biraz daha duygusuzlaşacaksın.

T
üm bunlar olduğunda geçmişine geri dönmek isteyeceksin.Çabalayacaksın ama boşa bir debelenmeden başka hiçbir sonuç alamayacaksın

Sevgili
James bunları yazarken seni kaygılandırmk istemedim.Yaşayacağın her bir
anı seni biraz daha Güçlü kılar.Ölmez isen güçlenirsin

Ölümün Soğuk ve keskin orağı şakaklarını delip ruhunu göğe çıkarmadan önce onunla dalga geç..hayatın tüm acısını çıkar ondan.

Sevgiler Demyx"


Yazıyı
bitirdikten sonra bir zarfın içine koyarak baykuşa birşeyler fısıldadı
Ardından Şömineyi bir asa hareketiyle söndürdü ve Paltosunu alarak
dışarı çıktı..

Bir zamanlar düşüncelerine elbise olan yüzü
kırışıklarla dolmuştu.Feri kaçmıştı gözlerinin.Beli bükülmüş derisi
incelmişti.Sevmiyordu bu aciziyeti.Zaaflarını insanlara göstermeyi
hiçbir zaman sevmemişti.Sokağın hemen Sonundaki vitrinin önünde
durmuştu şimdi.Büyük bir ayna vardı.Evet. gerçekten eski ihtişamı
kalmamıştı artık. Göklerde gezen omuzları sönmüş gözündeki ateş kül
olmuştu.Küçük bir cocuğun yanından ayırmadığı oyuncak ayısını
kaybetmişcesine catallaşmıs ses


Derin bir nefes alarak
yoluna devam etti.İnsanlar birar birer sönmüş omuzuna çarpıyor ve hiç
düşünmeden yoluna devam ediyordu.Nefesi havanın soğukluğundan olacak ki
buhar şeklinde çıkmıştı.İnsanlardan uzak bir yere gitmek
istiyordu.Yalnız başına kalmak.... Ölüm soğukluğu ve yıllara meydan
okurcasına hala ölmeyen demyx'in son bir duellosu olacaktı.Adımlarını
atabileceği en uzun şeklide atarken gözlerini kapamıştı.O an yeşil bir
ışığın suratına çarparak onu metrelerce havaya uçurmasını dilemişsede
gerçekleşmemişti.

Kısa bir yürüyüşten sonra gölün kenarına
gelmişti.Yeryüzünün tüm ayrıntıları beyaz karla kapanmıştı
sanki.Yaprakları dökülmüş ağacın dalları arasından dökülen kar;bankı
çok fazla etkilemiyordu.Oraya oturmaya karar verdi.Usulca paltosunu
toparlayarak çömelmişti.Ölmeliydi artık.Zamanı gelmişti..Bunu
hissediyordu.

Yaşaması gereken herşeyi yaşamıştı.Şimdi
uyuyacaktı ve kar onunda üzerini örtecekti .Zamandan kaçamayan
ölümlüler gibi.Ayaklarını uzatarak usulca gözlerini kapadı ve
gülümsedi. Bir daha hiç uyanmamak,bir daha hiç gülmemek üzere...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucian Aberforth McLagger
•Kurtadam Lideri & Mark'n Silah Dükkanı Sahibi•
Lucian Aberforth McLagger


Mesaj Sayısı : 116
Kayıt tarihi : 09/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

|~Luxord~| Empty
MesajKonu: Geri: |~Luxord~|   |~Luxord~| EmptyPaz Mayıs 10, 2009 2:42 pm

+++++
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
|~Luxord~|
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Yürüyenler :: • Duyurular • :: Rol Oyunu :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: