Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Gece Yürümeye hazır mısın ? O zaman ad-Soyad şeklinde kayıt olman yeterli ...
Gece Yürüyenler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Gecenin kör karanlığında ıssız sokaklar kan gölüne dönüyor ~
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Morwen Arsiãna Elzy*

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Morwen Arsiãna Elzy
Vampir
Morwen Arsiãna Elzy


Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 31
Nerden : Sanane.
Kayıt tarihi : 10/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

Morwen Arsiãna Elzy* Empty
MesajKonu: Morwen Arsiãna Elzy*   Morwen Arsiãna Elzy* EmptyPaz Mayıs 10, 2009 12:48 pm

# 1. Rol Oyunum

~ Hafif çiseleyen yağmur ve sıkıntılar… Yağmurun zaman geçtikçe artması gibi, sıkıntılar da hep artmak zorunda mıydı ki? Çözüm üretmek bu kadar zordu belki de. Gölün eşsiz maviliğine takıldı gözleri, muhteşemdi. Onun kadar berrak ve pürüzsüz değildi hayatı; ya da Morwy öyle zannediyordu. Yanılıyordu bazen, yanılmasına izin veriliyordu aslında. Karışıktı her şey yaşantısı. Ailesinden sıkılmıştı, yoklardı onlar. Morwy için uzaktılar; daha sonra neden bulutların içinde düşmeyi bekleyen yağmurlar gibi dökülmüşlerdi ki, gözleri önüne. Bu kadar hızlı olmamalıydı belki de. Etrafındaki insanları çözmekten yoruluyordu bazen, o kadar rol üstlenmişlerdi ki… Sessizlikte kalmayı seviyordu Morwy, hoşlandığı şeyler bulana kadar.

Göle doğru baktı, bugün sanki biraz daha hareketliydi. Göle yansıyan çocuğa çevirdi kafasını. Canı sıkılmıştı anlaşılan. Elindeki topu, bacaklarının arasına sıkıştırmış, parmaklarıyla daireler çiziyordu üzerine. Yanında küçük bir kız daha vardı, büyük bir zevkle saçlarını koparmaya çalışıyordu bebeğinin. Küçükler… Küçükken değişikti Morwy, daha da yalnızdı. Yurtta geçirdiği günler geldi aklına, annesinin onun bırakıp gittiği fakir bir ortamdı belki de. Cehalet kokuyordu. Halası onu almaya geldikten sonra, Londra’ da okuduğu muggle okulunda değişik şeyler öğrenmişti, birçok şeyden de nefret etmişti.

Aslında kendini yalnız görmüyordu, değildi çünkü. Benjamin vardı onun için, onun yalnız olmadığını hissettiren tek kişiydi. Morwen uzaklara bakıyordu şimdi, düşünmeye başlamıştı. Aslında her şey o kadar çabuk gelişmişti ki ikisi içinde, farklıydı; ama muhteşemdi. Hogwarts’tayken tanışmışlardı; o zaman başlamıştı ilişkileri. Morwy onunlayken çok iyi vakit geçirdiğini düşünüyordu, onu seviyordu. Anlamıyordu bazen belki de onu; kendinden en çok nefret ettiği anlardan biriydi işte. Morwy en çok Benjamin’i hissediyordu kalbinde ve düşüncelerinde. Şu anda yanında olmasını isterdi, yanında olduğunda kendini daha güçlü hissediyordu. Göle baktı tekrar, kendi siluetine. Sade ve bulanıktı. Yanında kimse yoktu.

Kitap okumak için geliyordu buraya, aslında hoş bir mekândı. İlgi çekici, serin ve mavi… Aslında çok karamsardı bugünler de, yaşadığı her olay; düşüncelerinin derinliklerinde bir oda ediniyordu. Uyurken gördüğü her rüya, her an karşısına çıkmak zorunda mıydı, peki? Adımı attığı her yerde, daha önce yaşamış gibiydi, öyle hissediyordu. Bilinçaltı denilen şeyden nefret ediyordu bazen, sürprizleri bile bozabiliyordu. Düşüncelerini kapatan o şeyi geri istiyordu bazen, adını koyamadığı tanımsızı. Onu biri yönetiyordu içinde biri, bir ses. Engel olup her şeye, gözlerini kapatan, çığlıklarını bozan, kaybeden o şey… Neydi bilmiyordu aslında, tanımsızıydı onun. İçindeki tek duygudan emindi, aşkı hissediyordu o tüm bedeninde. Morwy’nin düşüncelerine, duygularına hâkim olan, emin olduğu tek şey aşktı ve onun sahibiydi olması gereken. Sahibinden de hoşnuttu oldukça, âşık olduğu tek kişi Benjamin’di onun, olması gereken tek kişi.

Bulutlara doğru baktı, o bile kararsızdı olacaklardan. Gökyüzünde bir karışıklık hâkimdi, sessizce esen rüzgâr Morwy’nin dağınık saçlarını hafifçe dalgalandırmaya yetiyordu. Gözlerine gelen esintiden gözleri yaşarmıştı, bundan oldukça rahatsız olurdu Morwy. Saçlarını eliyle arkaya doğru aldı, gözlerini silmek için çantasını karıştırmaya başlamıştı. Uzun uğraşlardan sonra, çantasının derinliklerinden bulduğu aynayı çıkardı, üşengeç bir tavırla. Aynadaki Morwy’e baktı, değişmişti. Gün geçtikçe değişiyordu sanki. Değişmesine izin verilen o kadar çok şey varken, değişmesini istemediği şeyler neden değişirdi ki? O değişmek istemiyordu. Gözlerindeki Morwy hep aynıydı, yaşattığı. Dış görünüşe pek önem verdiği söylenemezdi; ama rahatsız oluyordu bazen, kendi için. Hafifçe çiseleyen yağmurdan ıslanmış olan kitabının ilk sayfasını açtı sakince. “ Yaşamda tatman gerekenleri, onunla tat.” Söz ilgisini çekmişti aslında. Yaşamda tadılması gereken onca güzellik vardı; ama tek başına değil de, doğru kişiyi bulduğun zaman işte. Doğru kişiydi bulduğunu biliyordu Morwy, bu yüzden endişelenmiyordu, çünkü o hep onunla kalacaktı.

Islanmış olan göz kapaklarını kaldırdı tekrar. İlerde oynayan çocuklara baktı tekrar. Hiçbir şeye aldırmadan devam ediyorlardı her şeye, anlamsızca bazen. Gözlerini kapattı, içindeki sessizliği dinledi. Kıpırdanan o kadar şey vardı ki, açığa çıkmayı bekleyen; ama sürekli sessiz haykırışlarda kalan, Morwy’i bekliyordu. Beklemekten hoşlanıyordu, beklediklerine verdiği değere bağlıydı bu hoşnutluk; ama hiçbir sorun yoktu, beklenenler değerliydi, beklenende. Kitabını eline aldı tekrar, okumayı sürdürüyordu, yapacak herhangi bir şey yoktu şimdilik, bitirmesi gereken şey elindeydi. Göz kapaklarını yorulmamıştı. Saçları gözlerinin önüne gelmişti, hızlı bir hareketle tekrar arkaya doğru attı. Çıplak alnına damlayan damla hoşuna gitmiş gibiydi.



# 2. Rol Oyunum

- Sorunlar … Her şey bu kadar mı zor, bu kadar mı karışık? İnsanlar neden neler oluyor bilmiyor. Karanlık bir labirentin, en dar kolunda ilerlemek bu kadar acı verici olmamalı. Sonunu biliyorum, rahat bırak beni, çekil etrafımdan. İzin ver gidebilirim. Biliyorum orada. Görebiliyorum, uzakta; ama yakınımda. Neden çözemediklerim var benim? Çözülmesi gereken onca şey varken, gözlerimden akan siyah damlalar neden dudaklarıma düşüyor… Dostlarım nerde benim, yoksa onlar, onları içine mi hapsetti bu labirent? Görüyorum bu sefer, her şey iyi olacak. Neden biz? Her şey çözülecek bir gün…-

Morwy sessizdi. Her geçen güne lanet okuyordu, olmamalıydı. Gözleri… Gözlerinin önündeki mavi bulutlar, onu karamsarlığa sürüklüyor, siyah gözyaşlarına hakim olamıyordu işte. Neden? Bütün bu olanlar… Hepsi; ama hepsi ne pahasına? Bilmiyordu, anlayamıyordu bu sefer yapamıyordu.

Gökyüzündeki gri bulutlar sadece orayı kapamıyordu, düşlerindeki, düşlerindeki her şeyi sarmıştı bırakmıyordu. Sanki göstermek istemiyordu, gerçekleri… Hani ağaçlar olur ya, köklerine dokunmak isteyip de dokunamadığın, en üst dallarına ulaşmak isteyip de ulaşamadığın… Her şey böyleydi işte. Bundan ibaretti.

Morwy kendine baktı. Eski Morwy değildi sanki; evet değildi. Siyah saçları rüzgârın acımasız esintisine karışıyordu- tıpkı düşünleri gibi- . Morwy kendine güvensizdi, öyle görünüyordu belki de. Neler olmuştu hayata karşı, yaşananlara karşı ayakta kalan Morwy’e? Çaresiz görünüyordu, yorgun ve bitkin. Gözlerinin altındaki torbacıklar, onun günlerdir uyumadığının en belirgin simgesi olmaya adaydı. Yerdeki su birikintisine baktı, gözleri parlamıyordu. Mavi gözlerinden sadece sorunlar sızıyordu.

Üç Süpürge’nin önündeydi şimdi. Taşlara tekme atarak içeri girdi, girmeliydi. Onu bekliyordu Sofy, bekleyen tek kişiydi. Kasvetli bir ortamda bulmuştu kendini bu seferde. Çekip alamıyordu üstünden. Başını kaldırdı sessizce ve etrafına baktı. Tanıdıkları yoktu sanki. Suratsız barmen, sinsi sinsi gülüyordu her zamanki gibi. Değişmeyen tek şey onun o pis sırıtışıydı, hoşuna gitmemişti.
Sofy’i gördü, gitmek istiyordu yanına. İlerliyordu; ama biri onu çekiyor gibiydi kendine. Sofy… Yaklaştı ve arkasındaydı şimdi. Sessizce eğildi ve sandalyeyi çekmeye yeltendi.“Benden önce geleceğini biliyordum.”

Morwy etrafına bakamıyordu. Bakmak istiyordu; ama yapamıyordu. Sanki birileri bu sefer gözlerini kapatıyordu onun. Siyahın içine işlemesine sebep oluyor, hiç bir şey göremiyordu. Gözlerinin önündeki eller, onun sadece Sofy’i görmesine izin veriyor gibiydi. Kısıtlanmıştı, duyguları bile Morwy’i kısıtlıyordu artık, izin vermiyorlardı onlara. Bunu üzerinden atmak zorundaydı, neden eskisi gibi olamıyordu ki? Bu kadar çaresiz olamazdı… Silkindi, içindeki sert bir hareketle üstünden atmaya çalıştı, o lanet okuduğu elleri… Şimdi dışarıyı görebilirdi. Rüzgârın uçurduğu her şey, ona kendini anımsattı. Çaresizdi ve ona engel olamıyorlardı. Morwy başaracaktı, başarmalıydı. Neler bekliyordu onu, biliyordu. Bilmemesi gereken her şeyi bilebilirken, neden olması gerekenler onun önüne yüksek kum tepeleri gibi yığılıyordu ki? Beyninde o labirentten nasıl çıkacaktı şimdi? Sofy yardım et bana, çek al beni...

Onu izlemeye başladı. Sessizlik… Sessizlik ikisini de içine hapsetmiş gibiydi. Sanki bir örtü serilmiş ve sadece ikisini örtmüştü bu sessizlik, sadece. Sesleri duyabiliyordu. Gülüşmeler, haykırışlar, hıçkırıklar, kahkahalar… Hepsi büyüyor büyüyordu, çığlık atmak istedi; ama yapamadı. Sofy suskundu, ilk defa belki de onu da hapsetmişti bu durgunluk. Caddeler durgundu. Herkes durgundu Morwy için; kimseyi göremiyordu çünkü. İstediklerini elde etmek bu kadar zorken, bir yudum birayla kendine geldiğini sanan zibidilere ne demeliydi? Harika, sadece alay etmek geldi içinden, sadece bu. Kulaklarına saatin tiktakları çarpıyor ve tekrar geri çekiliyordu. Ölüm tiktaklarıydı bunlar sanki, ölümü çağıran sessiz çığlıklar.

Ahh Sofy, sorunlar…Sofy bilmiyordu muydu yoksa? İmkânsızdı bu. Yoksa onun gözlerindeki durgunluk, sessizlik bir oyun muydu? Nasıl anlatabilirdi ki? Sessiz mi kalmalıydı yine? Başını kollarının arasına alıp, kendini siyahın sonsuz gizemine bırakmalıydı gerçekten? Ya da diğerlerinin değişiyle kenara çekilip dinlenmeli miydi, sorunlarıyla baş başa kalarak… Sofy biliyordu, bilmeliydi. Yaşanan onca sorunu göz ardı edebilecek biri değildi o, asla olmamıştı. Kendinden uzakta bile olsa, en yakın oydu sadece. Bütündeki her şey onlardı. “ Sorunlar mı? Yaşadığıma lanet ediyorum ben. Söyler misin kaç yaşındayız biz? Kaç yaşında söz vermiştik yapmamız gerekenler karşısında? Şimdi neden, neden gidiyorlar, sessiz kalmamızı bekliyip, hıçkırmak mı istiyorlar? Onca şey olurken sessiz kalmamı istediler benden. Dostlarımız gidiyor Sofy, aldılar onları elimizden. İnanmıştık biz, onca olan bitene. 16 yaşında değilim artık sanki, bedenim yorgun.”

Ağlamaklı bir ses hâkimdi Morwy’nin narin sesine karışmıştı. Gözlerindeki damlalar, dudaklarına süzülüp kayboluyordu. Beklemek zorundaydı hep, beklemeliydi. Bunların olacağını tahmin etmeliydi. Sofy bile anlamıyordu onu. Neler oluyordu onlara? Dostluk kelimesinin anlamı onlar için önemliyken, şimdi kütüphanede bir sözlükteki dostluk kelimesinin anlamı kadar bile değil miydi? Sofy değildi karşısındaki, o olamazdı. Sofy soğukkanlıydı, sessizdi belki; ama dostluk denildiğinde bu kadar sert değildi, olmamalıydı, olamazdı. Sofy’nin söylediğini her sözcük kalbine işliyordu sanki, beynin derinliklerindeki o sayfaları yırtıyor, teker teker parçalıyordu… Hata mı yapmıştı gerçekten? Suçlu olan Morwy miydi, yaşam karşısında? ‘Sen bir hata yaptın Morwen’ Morwen, suçluydun işte. Sen yaptın her şeyi, kendine lanet okumalısın, olanların hepsi senin yüzünden. Ne kadar da salaksın? Biliyordun olacakları, neden sende sahte gülüşlere yer vermedin ki? Neden gözlerin gerçekten güldü, bunların yaşanmasını sen istedin!

Sessizlik yerini sonsuz çığlığa bırakmıştı şimdi. Narin beyaz ellerini kulaklarına götürdü, duymak istemiyordu hiçbir şey… Elleri narin değildi bu sefer, kuruydu. Sanki çamurla oynamış ve öylece kalmıştı elleri, kirli. Kirletmişti birçok şeyi, suçluydu o. …acın hiç dinmeyecek. Dindirmeyi başaramamıştı işte. Yapamıyordu, eskisi gibi güçlü olamıyordu, dizleri çamura saplanmıştı, kalkamıyordu. Sen beceriksizin tekisin Morwy, aşağılıksın. Bunları sen istedin, işte acısını çekiyorsun. Zaten dönüp dolaşıp yaptıkların seni bulacaktı, ne kadar kötü birisin. Kahrolasıca cadı!

Düşüncelerine hâkim olamıyordu. Gözyaşlarından ıslanmış olan nemli dudaklarını hareket ettirerek hıçkırmak istedi, haykırmak onca olan bitene; ama açılmıyordu onlar, onlar bile Morwy’e karşıydı işte, sahip olduğu bedeni. Acısı dinmeyecekti, dudaklarından dökülen kelimelerin Sofy haklıydı. savurup yerine seni tatmin etmeyecek şeyler, kişiler koymamalısın. Tracy ve Norma yeterince değerli olsalardı gitmezlerdi. Belki de haklıydı Sofy. Değersizin tekiydi onlar. Ezikler! Eziktiler ve gittiler. Kendileri istedi belki, değer verseler, değer verdiğimizi hissetseler gitmezlerdi. Morwy düşüncelerine hâkim olamıyordu. Tek bedende iki ayrı zıt düşünce oluşmuştu şimdi, iki ayrı ruh tek bedene hâkim olabilen.

Kendin gibi olduğuna, gerçek bedeninde olduğuna...' Kendi bedeninde olmak mı? Ah tabi. Düşünmemişti tüm olanları. Morwy sahte olmayı becerememişti hiç, beceriksizdi o-kendisini öle görüyordu ya da-. “Sen Sofia değilsin!" Morwy kendine hakim olamıyordu. O Sofy olamazdı, Sofy… Gerçek beden, kendin gibi olmak… Ah tabi ya düşünememişti. Bunları söyleyen asla Sofy olamazdı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morwen Arsiãna Elzy
Vampir
Morwen Arsiãna Elzy


Mesaj Sayısı : 133
Yaş : 31
Nerden : Sanane.
Kayıt tarihi : 10/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

Morwen Arsiãna Elzy* Empty
MesajKonu: Geri: Morwen Arsiãna Elzy*   Morwen Arsiãna Elzy* EmptyPaz Mayıs 10, 2009 12:51 pm

# 3. Rol Oyunum

Karanlık ve sis… Morwy etrafı göremiyordu. Bir sis hakimdi gökyüzüne. Karagöl, her zamankinden daha bulanık ve siyahtı bugün. Sanki istediklerine sahip olamamanın verdiği nefretle, Morwy’e bakışlar savuruyordu. İstediklerine sahip olmak… Evet, bu kesinlikle zor olmalıydı, hemde çok zor. Neden bu kadar zordu peki? Yoksa sorun isteyenlerde miydi? Ah, olabilirdi. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı Morwy’nin. Dudaklarına süzüldükçe, yanaklarında hissettiği gıdıklanma duygusu onu rahatsız etmişti. O rahatsızlıkla bir çırpıda sildi, üzerindeki kıyafetin koluyla sildi bir çırpıda. O yoksundu, tüm duygulardan yoksun. Aciz ve kimsesiz… Ellerini dizlerinde gezdirmeye başladı. Onlara bile hakim olamıyordu belki de. Dizlerini bükmüş, tüm gücüyle vücuduna sabitliyordu. Öylece durdu bir süre. Gözleri açmış, göle bakıyordu. Gözlerinde kızarıklığı hissediyordu. Karagöl’e baktı. O da Morwy gibi, karanlıktı. Mutsuzdu o da belki de, olamaz mıydı? * Saçmalamayı kesmelisin, tabiî ki olamaz. Morwy, mutsuz değil. Her şeyi kendi istedi ve istedikleri oluyor. O kötü bir kız. Mutlu olmayı hak etmiyor. * Morwy, iyi biriydi. Duygularını kontrol edemiyordu sadece. Duyguları ve mantığı… İkisini bir arada kullanmak bu kadar mı zordu artık? Zor olmalıydı. Parmaklarıyla toprağın üzerinde gezdirdi bir süre ellerini, o beyaz elleri bile artık beyaz değildi. Toprağın çamurunda değildi belki de, kirliydi. Düşleri de mi öyleydi yoksa? Kirli ve yoksun. Kendine baktı, gözleri şişmiş olmalıydı. Gülümsedi, zorla da olsa denemeliydi. Bir anda muggleların teorisi geldi aklına; ‘ Gülmek, bilmemkaç kası çalıştırır’ Komik gelmişti Morwy’e; ama bu saçma düşünce, onun tekrar gülümsemesine neden oldu. Ayağa kalkmak istedi dik durmak… Ellerini biraz daha arkaya götürdü ve destek almaya çalıştı. Tam kalkacaktı, tekrar oturdu olduğu yere. Kalkacak gücü mü kalmamıştı? Kendine sinirlendi. * Sen güçsüz değilsin, ne sanıyorsun kendini? Bu kadar kolay yıkılacak biri mi? Hemde yalnız kaldı diye? Güldürme beni. Herkes seni çok seviyor. Çabuk git buradan.* Haklıydı. Herkes Morwy’i seviyordu. Onları çeken bir duyguya sahipti Morwy. Onun duyguları, diğerlerini anlamasına sebep oluyordu. Peki ya kendisi, o kendisini asla anlayamazdı. Çalılıkların kıpırdandığını duydu. * Çıt* Ürktü bir anda. Neler oluyordu? “ Orada” Sesi kısık çıkıyordu ve ürkek. “ Orada kim var?” Bir çırpıda söylemişti tüm cümleyi. Sesinden tiksinmişti bir anda. Ağlayan küçük bir kız...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucian Aberforth McLagger
•Kurtadam Lideri & Mark'n Silah Dükkanı Sahibi•
Lucian Aberforth McLagger


Mesaj Sayısı : 116
Kayıt tarihi : 09/05/09

Seviyeler
Rol Oyunu Seviyesi: +++++

Morwen Arsiãna Elzy* Empty
MesajKonu: Geri: Morwen Arsiãna Elzy*   Morwen Arsiãna Elzy* EmptyPaz Mayıs 10, 2009 12:52 pm

[+++++]

Süper !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Morwen Arsiãna Elzy*
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Morwen Arsiãna Elzy*
» Morwen Arsiãna Elzy* Soylu bir vampir, baş edilemez bir katil.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Yürüyenler :: • Duyurular • :: Rol Oyunu :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: